Zuhal Sünger Kimdir?
Zuhal Sünger – Çini ve Tezhip Sanatçısı
Ankara doğumlu olan Zuhal Sünger, geleneksel Türk sanatlarına olan ilgisini erken yaşlarda keşfetmiştir. 1991 yılında Halk Eğitim Merkezi’nde çini kursuna katılarak sanat yolculuğuna başlamış, 1995 yılında Kütahyalı ünlü ressam Ahmet Yakupoğlu’nun öğrencisi olmuştur. Geleneksel sanatlar konusundaki eğitimini derinleştirmek için Sayın Gülbün Mesara’nın rehberliğinde Cerrahpaşa Nakışhanesi’nde ve Prof. Dr. Süheyl Ünver Atölyesi’nde çalışmalar yapmıştır.
Sünger, Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kütahya Müzesi ve Dumlupınar Üniversitesi gibi önemli kurumlarda dersler vererek sanat bilgisini yeni nesillere aktarmış; Kütahya Belediyesi’nin desteğiyle Kadın İş Geliştirme Merkezi’nde ilin ilk Tezhip Atölyesi’ni kurmuştur. Sanatı yaygınlaştırma misyonuyla, “Benim İşim Artık Sanatım” projesini hayata geçirerek çini ve tezhip sanatını desteklemiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tezhip sanatçısı olarak onaylanan Sünger, yurt içinde ve yurt dışında sayısız sergide yer almıştır. Çalışmaları; Selçuklu ve Osmanlı mimarisi, Türk süsleme sanatları ve geleneksel el sanatları üzerine odaklanmıştır. Sanatsal üretimini iş hayatıyla bir arada yürütmekte olan Sünger, aynı zamanda Natürel Mühendislik Ltd. Şti.’nin sahibi ve yöneticisidir.
Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görevlerde bulunan Sünger, TOBB Kadın Girişimciler İcra Komite Üyesi, ATO Meslek Komite Üyesi, Mamak Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkan Yardımcısı gibi pozisyonlarda liderlik yapmaktadır.
Sünger’in son sergileri arasında “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara Konağı Tezhip Minyatür Çini Sergisi” (2024) ve “Sanatla Yaşam Karma Sergisi” (2019) yer almaktadır.
Zuhal Sünger, sanatıyla geleneksel Türk kültürünü ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtmaya devam etmektedir.
Zusart’ın Hikayesi: Sanayiden Sanata Bir Yolculuk
Sanat her zaman hayatımın bir parçası oldu. İlk olarak, “Benim İşim Artık Sanatım” projesini hayata geçirdim ve yurtiçi ve yurtdışında birçok sergiye katıldım. Ancak 2014 yılı, hayatımda büyük bir dönüm noktası oldu. Eşim Ankara’da çalışıyordu, ve ben de onunla birlikte hayatımı yeniden şekillendirme kararı aldım. Kızımın karnesini alır almaz Ankara’ya taşındım ve ertesi gün endüstriyel su yalıtım malzemesi üreten bir firmada işe başladım. Kendi işimi kurarak sanayici bir iş kadını oldum.
Sanata olan tutkumdan asla vazgeçmedim. Minyatür derslerine devam ettim, sergilere katıldım ve atölye çalışmalarımı sürdürdüm. Bu tutkular beni hayallerimin şehri olan Kütahya’ya geri götürdü. Burada profesyonel bir seramik atölyesi kurdum, Ar-Ge çalışmalarına odaklandım ve “Zusart” markasının patentini aldım. Geleneksel Türk süsleme motifleri, geometrik desenler ve çiçek desenleriyle seramik kolonya şişeleri üreterek dikkat çeken bir başarı elde ettim.
Bir gün oğlum depomuzu düzenlerken, “Burayı ne yapalım?” diye sordu. İlk başta net bir fikir bulamasam da, Avrupa seyahatimde sanatın ne kadar değer gördüğünü fark edince çini ve seramik atölyesi açma fikri doğdu.
Hedeflerim
• Kadınlara İstihdam: Sanat yoluyla kadınlara ekonomik özgürlük kazandırmak ve onların hayatlarına dokunmak.
• Marka Bilinirliği: Zusart markasını yurtiçi ve yurtdışında güçlü bir şekilde temsil etmek.
• Sürdürülebilirlik: Geri dönüşüm ve atıklardan yeni ürünler üreterek çevreye katkıda bulunmak.
Sanat benim için bir terapi, bir yaşam biçimi. Bugün edindiğim bilgi, beceri ve tecrübelerle insanlara faydalı olmayı ve ülkeme katkı sağlamayı amaçlıyorum. Zusart markasıyla hem sanatımı hem de hayallerimi geleceğe taşımak için var gücümle çalışmaya devam ediyorum.